Bu Blogda Ara

9 Aralık 2012 Pazar

İndirim: Ne Onunla Ne Onsuz!

Pazarlama geçmişinin en eski araçlarından olan ve sıklıkla kullanılan indirimin, kullanım sıklığı ile etkisi arasında ters bir orantı vardır. Bilhassa günümüze doğru yaklaştıkça, tüketicileri fethetmeye yönelik geliştirilen bir çok yeni pazarlama aracı, bu ters orantının katalizörü olarak indirimin değerini biraz daha altlara itmekte.

İndirimin artık günümüzde süresiz bir adaptasyon etkisine dönüştüğünü söylemek yanlış bir ifade olmaz. Hayallerini süsleyen arabaya sahip olman ardından zaman içerisinde yitirdiğin haz; sıcaktan piştiğinde aklından çıkmayan klimaya kavuşman ardından tez zamanda unuttuğun pişmişlik durumları ile iki yönlü tasvir edebileceğimiz adaptasyon(alışkanlık) etkisi, indirimin getirilerindeki erozyonu oldukça uzun bir vadede yaşatıyor günümüzde.

Gerçekten alıştık artık indirime. Mağaza vitrinlerini, bilbordları, gazete sayfalarını, ekranları halen sıklıkla kaplayan "şok indirim, %70'e varan indirim, damping, patron çıldırdı!"kampanyaları artarak devam etmekle birlikte, tüketiciyi güdüleyici etkisi her geçen gün erimekte.

İndirimin "özünde güçlü bir şekilde var olan" harekete geçirici gücünün e-ticaret gelişimi ile birleştiği noktada yakın geçmişimizde doğan indirim siteleri de adaptasyon etkisinden nasibini almak üzere. 2-3 yıl öncesinde tüketicilerin "mağazada 70 TL'ye gördüğüm ayakkabıyı www.com'dan 39 TL'ye aldım" heyecanının paylaşımı ile kar topu gibi büyüyen indirim siteleri artık pazarda bol rakipli bir ortama sahip. Markafoni, Trendyol, Limango, Morhipo ilk akla düşenler olmakla birlikte, gün geçmiyor ki yeni bir indirimli alışveriş sitesi ile karşılaşmayalım. Hatta bu artış beraberinde yeni fırsatlar doğurdu ve indirimlr gibi söz konusu sitelerdeki avantajlara tek bir kanaldan ulaşmayı sağlayacak girişimler doğmaya başladı.  

Artan rekabet ve indirime olan alışkanlık indirim sitelerindeki odak noktasının kaymasını da beraberinde getirdi. İndirim sitelerindeki konumlamanın "indirim" kısmı buz dağının görünen kısmı olarak kalmak zorunda artık. Altlarda ise; kalite, farklılaşmak, 'indirim dışı' faydalar yaratmak, love mark olabilmek, satış sonrası hizmet kalitesi, sosyal sorumluluk yani kısaca başlı başına bir "marka" olabilmek yer almalı. 

Markafoni, Trendyol, Limango ve diğer belirli ölçeği yakalamış indirim siteleri, tüketiciler için AVM içerisinde uğradıkları Zara, İpekyol, Derimod'dan farklı değil. Beğendikleri bir ürünü daha uygun fiyatla bulabilme umudu ile değil, geleneksel alışveriş ihtiyacını (gerçek ve hazsal) karşılayabilmek için oradalar artık. Pazarın bahsettiğimiz büyük ağabeyleri de bunun farkına çoktan vardılar zaten. Tüm yatırımları markalaşma yolunda. Televizyon reklamı yatırımları, yan marka yatırımları ve niceleri, acaba daha uygun fiyatlı ürünü nereden bulur da tüketiciye ulaştırırız çabalarının çok ötesinde.

İndirimli alışveriş sitesi pazarına girmek isteyen yeni girişimci adaylarının, pazarın kaymağı aşamasının geçildiğinin farkında olması lazım. Oldukça profesyonel ve taşları yerine oturmuş bir pazarda rekabet edecekler. Pazardaki tüketici de yeterince deneyimli; ilk heyecanını kaybetti. Onun için öncelik, indirim değil artık!

**İndirim demişken, şu iki yazı da ilginizi çekebilir: İndirim Tehlikesi ve İndirim İncelikleri

Hiç yorum yok: