Bir fikrin
doğruluğunun en sık kullanılan sağlamalarından biri, o fikri doğru bilen kişi
sayısıdır. Neyin doğru olduğunu, başkalarının neyin doğru olduğunu düşündüğünü
öğrenerek belirlememizi sağlayan bu doğruya ulaşma yöntemini “toplumsal kanıt
ilkesi” olarak isimlendirir Robert Cialdini…
Aklın
yolu bir düşüncesinden yola çıkılarak (hemen) herkes tarafından kabul edilen
bir doğruyu doğru bulmak gayet olağan bir davranıştır. Hele ki tecrübeleriniz
ile doğruya sıklıkla yakın olan –bir nevi fikir önderi olarak gördüğünüz-
kişilerin doğru bulduğunu, sorgulayabilmek bile olanaksız hale gelebilir. Ancak
bu olağan davranış, aslında çok da tehlikeli olabilir.
Herkesin
kendi doğrusu vardır düşüncesi de belki her doğru için geçerli olmasa da, ideal
seçimlere olanak sağlayabilecek bir düşüncedir. Çokça kişi tarafından peşinden
gidilenlerin ardına takılmak, hata yapma riskinizi azalttığınız hissini
verebilir; kendinizi daha güvende hissedebilirsiniz. Ancak bu düşünceye
kapılmak, peşinden gidileni yeterince sorgulamanızı imkânsızlaştıracaktır. İdeal olanı seçip seçmediğinizi ise asla öğrenememenize neden olacaktır.
Markalar,
insanların basit haliyle sürü psikolojisi olarak adlandırılabilen bu davranış
biçimlerinden yararlanmak isterler. Fikir önderlerine kendi ürünlerini
deneyimleterek, başarılı bulunan deneyimlerini kitlelerle paylaştırma
istekleri, reklamlarında ünlü(celebrity) kullanımı, sponsorluk yatırımları ve
niceleri içerisinde bu motivasyonun harekete geçirilmesi hedeflenir. Sitcom olarak dilimize de yerleşen dizi
serilerindeki konserve kahkahalar, tam da bu motivasyonun örneğidir.
Rolf
Dobelli’nin de “sosyal kanıt” olarak ifade ettiği; “diğerleri gibi davrandığım
zaman doğru davranırım” davranışı en acı haliyle kendi zekâna hakaret olarak
kabul edilebilir. Sadece yanındakiler güldüğü için bir espriye gülmen, “en çok
satan” olduğunu öğrendiğin için o ürünü alman bu salt düşünce yapısı ile hatırlandığında
gerçekten basit hissettiriyor değil mi? Ama çoğumuz bunu –genellikle de
farkında olmadan- yapıyoruz. Hele ki patronun yaptığı esprinin dayanılmaz
komikliği diye bir şey var ki, fena! Güçlü hissettiğimiz, aidiyet duyduğumuz, önder
gördüğümüz kişilerin doğrularının şiddeti…
Günümüzde,
sonsuz seçenekler içerisinden yapıyoruz tercihlerimizi. Bir birine çok yakın
ürünler arasından hangisi sorusuna cevabına bizi en kolay yoldan götürebilecek
olan da tercihlerine güvendiklerimizin seçimleri olabilir elbette. Ancak gerçekten
herkesin kendi doğruları vardır. Peşinden gittiğiniz kişileri, kendi
doğrularına götüren tecrübeleri ve daha da önemlisi zevk ve faydaları ile
sizinkiler çok farklı olabilir. Sorgulamak, size kaybettirmeyecektir. Belki
yine o olağan tercihe de götürebilir ama sorgulanarak varılan doğru emin olun
size daha tatminkâr hissettirecektir. Ve zamanla kendi doğrularını keşfetmiş ve
peşine doğru arayışındaki diğerlerini takmış kişiye dönüştürebilecektir. Asıl
olgunluk ise bundan sonrasındadır; sorgulamaya devam edebilmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder