Bu Blogda Ara

5 Ağustos 2008 Salı

"EN" olmak...

Markaların, şirketlerin, kişilerin, rakiplerle rekabet içerisinde olan her kesimin en önemli hedeflerindendir “EN” olmak. En iyi marka, en iyi sanatçı, en iyi şirket, en başarılı marka, en başarılı firma, en güzel kadın, en yakışıklı erkek, vs… Bu “EN”leri daha da özelleştirmek ve böylece binlerce "en" ortaya çıkarmak olası: en iyi teknoloji markası, en iyi ses sanatçısı, en yakışıklı Türk erkeği gibi.

Bir şekilde “EN” olmak her zaman önemli. Özellikle kanıtlanmış “en”likler başarıya başarı katmada, olumlu algıyı kuvvetlendirmede bire bir. Tabi istenmeyen “en”leri de göz ardı etmemek gerekir. İstenenleri ne kadar yararlıysa, istenmeyenlerde o kadar zararlı. Yine örneğin: en kötü marka, en kötü sanatçı, en başarısız şirket vs…

Günümüzün en önemli kitle iletişim araçlarının başında da internet geliyor. Bir günde milyonlarca insan google ve yahoo gibi arama motorlarıyla çeşitli markalara, ürünlere, firmalara, kişilere ulaşıyorlar. Merak ettim ve Türkiye’de “en”lerde ilk çıkanlara göz attım. Google sonuçlarından birkaçı şöyle:

  • En iyi marka: bu aramada ilk sıra www.oyumsana.com adlı sitenin bir anketinde.
  • En başarılı marka: bu aramada ilk sıra www.kurumsalhaberler.com un “promosyonda en başarılı marka kim” adlı haberinde. (2005 yılına ait bir haber.)
  • En başarılı firma: www.iyifirma.blogspot.com bu aramanın sahibi. En iyi firmalar aramasının da ikinci sırasını kapmış… En iyi firma aramasının birinci sırası ise www.bildirgec.org a ait: 2006 Temmuz tarihli sony ile başlayan ve apple ile biten en iyi markalar anketinin sonuçlarının yer aldığı bir haber linki.

Bu listeyi uzatmak mümkün. Birçok “en”li arama yaptım, ama hepsini buraya yazmayacağım pek tabii. Benzer aramaları istediğiniz dalda “en”lerle sizde yapabilirsiniz, diğer arama motorlarında da. En kötülerde de benzer sonuçlar çıkıyor. Benzer sonuçlar diyorum çünkü aradığınız şeye tam anlamıyla ulaşamıyorsunuz. Ne kadar etkili olabilir bilemiyorum ama en iyi marka yazdığımda doğru veya yanlış karşıma bir markanın kendi sitesi çıksa beni etkileyebilirdi. Elbette “en” kavramı genellikle sübjektif bir değerlendirme ancak insanlar birbirlerinin değerlendirmelerine oldukça da önem verirler. Bu yüzden google’da en iyi marka yazdığımda karşımda sony, ford, turkcell, apple, arçelik… gibi herhangi bir markanın resmi sitesi çıksaydı şimdiki etkiden daha fazla etki yaratacağı kesindi.

Elbette çok önemli bir konu değil. Beklentim paralelinde sonuçlar olsaydı; örneğin en iyi marka sorgumdan Sony çıksaydı yarın gidip bir Sony ürünü almayacaktım belki ama yine de sorgu sonucunun sony olması, olmamasından daha iyi olurdu. Siteye daha fazla erişim, daha fazla erişim sayesinde uzun vadede daha fazla satış belki...?

Olaya bir diğer açıdan baktığımda “en”de kendisini ilk sırada görmek en azından markanın, kişinin kendisinde bir haz yaratabilir. Mesela en iyi pazarlama bloğu aramasının sonucu http://marketman-onair.blogspot.com olsa bende ciddi bir haz yaratırdı. :) Bu yüzden şu anki “en iyi pazarlama bloğu” arama sonucunun sahibi www.pazarlamablogu.com a sevgiler, saygılar.

2 yorum:

Dr.Firma dedi ki...

Pazarlamaya farklı bir bakış açısıyla bakan siteniz iş hayatına yönelik önemli bir boşluğu dolduruyor.

Tebrikler

y'~'t dedi ki...

Güzel düşünceleriniz için çok teşekkürler. Ben de sizin bloglarınızla tanışma fırsatı buldum ve çok memnum oldum. Takibinizdeyim.