Pazarlamanın, pazarlamacıların çok sevdiği önemli gün ve haftalar vardır; bayramlar, anneler günü, sevgililer günü, yılbaşı gibi… Çünkü bu günlerde tüketim ve dolayısıyla alış-veriş hacmi normal günlere oranla önemli ölçüde artar. Pazarlamacılar da bu günlerde özel ve farklı çalışmalar yaparlar. Hatta önemli bir çoğunluk bu günlerden birçoğunun pazarlamacıların icadı, tuzağı odlunu iddia eder.
Kuşkusuz pazarlamacıların bu günleri sevmesi ve bu günler için özel hareket etmesi yadırganmamalı. Sonuçta yapmaları gerekeni yapıyorlar. Peki, aksi olabileceğini düşündünüz mü? İşi reklam sektörünün göbeğinde, reklam hazırlamak olan birinin insanları tüketmemeleri, alışverişlerini kısıtlamasını istediğini!
İşinde son derece başarılı olan reklamcı Kanadalı Ted Dave’in yaptığı tam da buydu. Birçok alışverişin (özellikle reklam sektöründe çalışması nedeniyle) insanların başkaları tarafından yönlendirilmesi nedeniyle kaynaklandığı inancını güçlendiren Dave, insanların ihtiyaçları dışında çok fazla alışveriş yaptığını ve bunun alışkanlığı da aşarak bağımlılık haline geldiğini ifade ediyor. Bu saatten sonra da Dave, insanların alışveriş yapması için değil, alışveriş yapmamaları için çalışmaya başlıyor. Bu bağlamda 1992 yılında Dave’in önderliğinde “Satın Almama Günü – Buy Nothing Day” kutlanmaya başlıyor. Bu gün ise Kasım ayının son Cumartesi günü olarak belirleniyor. Bu nedenle her sene Kasım ayının 24 ila 29 arasındaki günlerden birine denk gelen satın almama gününün Kasım’ın son Cumartesi olarak belirlenmesinin nedeni ise, Amerika ve Kanada’da bu günün tüketimin hat safhalarda olan Kara Cuma (Black Friday) Gününün sonrası olması.
Satın Almama Günü’nün uygulaması bir gün boyunca(24 saat) hiçbir şey almamak olmakla birlikte temel amacı çılgın tüketime dikkat çekerek, alışverişin ihtiyaçlar dışına çok fazla taşınmaması gerekliliğine vurgu yapmak ve de tüketicinin gücünü piyasa liderlerine göstermektir. Gerçekten kabaca bir hesap yapıldığında günümüzde yirmi trilyon dolar civarında olan yıllık ticaret hacmi, günlük ortalama elli dört milyar dolarlık bir ticaret hacmi demektir. Satın Almama Günü’nün tüm Dünya tüketicileri tarafından benimsendiğini düşünün; patronlara ciddi bir uyarı olacağı kesin.
Elbette temel ihtiyaçlar dışında alışveriş yapılmaması gerektiğini savunmuyorum. Günümüzde tüketiciler hazsal güdüler ile de (hedonik ihtiyaçları ile de) hareket edecek ve bu ihtiyaçlarını da karşılayacaktır. Gelişimin, büyümenin gerekliliğidir bu; 1920 ile 2009’un aynı yaşanmamasının nedenidir. Ancak, özellikle halen etkilerini derinden hissettiğimiz küresel mali krizi düşündüğümüzde; ve bu krizin temellerinde çılgın tüketimin önemli bir etkisinin olduğunu kabul ettiğimiz de Ted Dave’e hak vermemek elde değil. Bir ülkenin refah seviyesi göstergelerinin en önemlilerinden olan gelir dağılımının adil paylaşımı için - bireyler arasında gelir bakımından uçurumların olmaması için - mevcut tüketim alışkanlıklarımızda biraz dizginlemeye gitme gerekliliği de aşikâr. Şu an krizle birlikte piyasalar kendini yenileme aşamasındalar(sermaye kendini yeniliyor) ve bu yenileme ardından tüketim alışkanlıklarımızı, elbette hazsal ihtiyaçlarımızı da belirli ölçüde karşılamaya devam ederek yeniden gözden geçirmekte ve bir miktar kısıtlamakta fayda var. Gelir dağılımından bahsetmeme neden olan noktada da; özellikle üst gelir grubu tüketicilerine burada daha büyük bir görev düşüyor ve kriz ortamından çıkış çabalarındaki görülen mevcut tavsiyelerinin kendi refah seviyelerini korumaya yönelik olmasının yanı sıra biraz daha toplumsal faydayı içermesi gerektiğini düşünüyorum.
Çıkış noktamızla konuyu tamamlamak gerekirse; Türkiye’de de Tüketiciler Birliği önderliğinde kutlanan Satın Almama Günü bu sene 26 Kasım’a denk geliyor. Belki tüm ülke olarak 26 Kasım’da alışveriş yapmamayı başaramayız ancak bu sene (özellikle güncel global krizin de bilinci ile) Satın Almama Günü diye bir günün de olduğu konusundaki farkındalığımızı artırabiliriz, gösterebiliriz.
Not: Satın Almama Günü’nün doğuşu, gelişimi ve örnek uygulamaları ile ilgili daha fazla merakı olanlar için; http://www.tuketiciler.org/sag/sag.asp
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder