Herhangi bir ihtiyacınızı karşılamak istediğinizde sınırsız tercihinizin olduğu bir çağda yer alıyoruz. Alternatif bolluğunun zirve yaptığı günümüzde tüketiciler olarak tercihimizi belirlemek kolay olmamakla birlikte kendisinin tercih edilmesi için asıl zorluluğu yaşayan tarafta markalar/ürünler yer almakta. Bu paralelde kendisini diğerlerinden ayırmak için bir kişilik yaratmak ve algılarda doğru bir imaj yaratmak zorunda olan markaların bu noktadaki stratejilerinden birini reklamlarında ünlü kullanımı tercihi oluşturmakta.
Kişilik ve imaj yaratılması amacı yanında satışa yöneltmek için tüketiciyi ikna etmek zorunda olan markalar, bu iknaya yönelik çabalarında ünlüler aracılığıyla güven yaratma hedeflerindedir.
Amerika'daki televizyon reklamlarının %15'i dolaylarında tercih edilen ünlü kullanımının Hindistan gibi ülkelerde %50'lere vardığı yerde ülkemizde de hatırı sayılır örneklerinin olduğu kesin. Ülkemizdeki bu örneklerden en çarpıcısını ise Ağaoğlu markasının reklamlarındaki Ali Ağaoğlu kullanımı oluşturuyor.
Son olarak Maslak 1453 reklamı ile karşımıza çıkan Ali Ağaoğlu, bu reklam üzerinden yapılan bir söyleşisinde kendi projelerinde kendisinin oynama nedenini "işimde hiç bir zaman mütevazi olmadım" ve "işimde hiç bir zaman iddiasız olmadım" cümleleri temellerinde cevaplandırıyor. Satış için güven yaratmak zorunda olduğunun farkında olan Ağaoğlu, bu güveni en iyi kendisinin verebileceğine inanıyor anlaşılan. Aslında ülke halkı olarak her alanda kendine güvenen hatta "ukalalık" boyutundaki özgüvene prim veren bir yapımız var. Bunu bir çok tercihimizde gösteriyoruz! Yine "bilinen, tanınan" markalar ile birlikte anılmaktan da hoşlanırız. Konu ev de olsa; güvenlik, konfor, maliyet gibi seçim faktörlerimizin yanına cakayı sıkıştırırız. Ağaoğlu bol reklam ile buraya da hizmet ediyor. Bahsettiğim söyleşide bunu da ifade ediyor aslında; "..bir marka olma iddianız varsa ki bizim var..." diyen Ağaoğlu, proje bazlı reklamlar yapsa da, bunların kurumsal imaja yönelik reklamlar da olduğunu vurgulamış oluyor.
Ağaoğlu'nun kendi reklamlarında ünlü kullanımına gitmesi ve bu ünlüyü kendisi olarak belirlemesi "kibir", "ukalalık" koksa da sektör ve ülke gerçekleri paralelinde hedefe hizmet ediyor denilebilir. Ayrıca, televizyon reklamlarına ayrılan bütçelerin %10'unun ünlülere yapılan ödemelerden oluştuğu düşünüldüğünde kendisini seçerek bir maliyet faydası yarattığından da bahsedilebilir. [ Ali Ağaoğlu bu yazıyı okuyacak olsa, en çok burayı beğenmezdi; çünkü o "iyi" için paradan kaçınmazdı :) ] Yine, marka yüzü olarak başka bir marka ile karşımıza çıkmama garantisini de avantajlara ekleyelim. Yalnız, naçizane tavsiyem zaman zaman kendisinin yer almadığı alternatif reklamlar da hazırlamalı. Yoksa mevcut gidişat bir vampir etkisi* yaratmak üzere...
Yazıyı sonlandırırken, gayrimenkul sektöründeki bazı diğer markaların ünlü kullanımlarını yorumsuz olarak (belki ileride yeni bir yazı ile yorumlamak üzere) sıralayalım:
- Sinpaş - Jose Mourinho
- Samsun Towers - Orhan Gencebay
- Makrom Yapı - Petek Dinçöz
- Ukra - Necati Şaşmaz (veya Polat Alemdar!)
Yalnızca Sinpaş'ı tercihi ile ayrı bir yere koyduğumu belirtmeden geçmek istemem.
*Vampir Etkisi: Tüketicilerin tüm dikkatlerini ünlüde odaklamaları ve markaya ilişkin mesajı kaçırmalarıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder