İnsanlık tarihi ayıplarla dolu; kişiye
özelinden kendi kitlesini yaratanlarına kadar… Bu ayıpların başında gelenlere
kolaylıkla koyulabilir sanırım ırkçılık. Hiçbir türlüsünü anlayamamakla
birlikte, ten üzerinden yapılan ırkçılık, anlaşılabilmesi zihnimin/algımın
imkansız noktalarında yer alan konulardan. (Aslında bu anlamlaştıramamadan son
derece mutluyum.) Bir insanın siyah tenli olması, onu neyden eksik bırakabilir
veya bir insanın beyaz tene sahip olması ona hangi üstünlükleri kazandırır?
Neyse ki en fazla 2 renk seçeneğimiz var. Yeşil, mavi, kırmızı tenli insanlarla
dolu dünya çok daha acımasız bir yer olabilirdi!
Savaşlara neden olan, adına
örgütler kurulan ırkçılık, haliyle pazarlamada da kendine yer bulabiliyor. Çok
da eski olmayan tarihimizi anlatan, kitaptan filme birçok eser “siyahlar
giremez” tecrübeleri ile dolu. Aslında çok yakın tarihimizden de benzer hikayeleri okuyoruz. Pazarlamaya konu olma noktasında ilk ve en ilkel
uygulamaları da bu ve benzeri olsa gerek. Yalnızca beyazların girebileceği
tiyatrolar, yalnızca beyazlara bira satan birahaneler, yalnızca beyazların
binebileceği otobüsler… Siyahların yalnızca hizmetkar olarak var olabildiği
yıllar:
Yine o yılların beyaz vaatleri!
Günümüze yaklaştıkça çaktırmadan çakanları:
Acaba art niyetli mi düşünüyorum diye çelişkide bırakabilse de en masum haliyle bilinç dışı ırkçılık içerenleri..:
Elbette artık o direkt beyaz
odaklı pazarlamaya veya zihniyeti ayan beyan açık eden ırkçı reklamlara maruz
kalmıyoruz. Hassasiyet sahibi kitle de
hiç az değil çünkü. Geri adım atanları, özür dileyenleri bile sevindirici.
Benetton gibileri ise baş tacı:
Tam yerine denk gelmişken naif bir hassasiyetten doğan girişim örneğine de yer vermekte fayda var. Afrikalıların da dijital gülücüklere hakkı olduğunu düşünen Oju Africa, kendilerini dijital dünyanın dışında hissetmemelerini istemiş:
Bir gün bu sıkıntılı zihniyetin tamamen ortadan kalkacağını düşünmek büyük iyimserlik ancak her geçen gün azalan bir kitle olduklarını görmek büyük keyif. Ve sanırım ırkçılık ile yapılan mücadeleyi, maruz kalanların içlerindeki akıllı cesurlar ile, onlar için bir şeyler yapabilme fırsatına sahip olup, bu fırsatı değerlendirebilenleri kazanıyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder