Son iki gündür TRT izlediğim zamanlarda reklam kuşaklarında TRT'nin 40 yıllık geçmişini vurgulayan ve bu onura ulaşmış kurumun bunu tüketicisiyle paylaşan reklam kampanyasını izliyorum. Bunu izlerken bir kamu kuruluşunun pazarlama anlayışı ile ilgili fikirlerim biraz daha netleşiyor.
Reklamda 40 yıl önce olmayan ve bugün olan ürünler, teknolojinin 40 yılda getirdikleri vurgulanıyor. 40 yıl önce elektronik çalar saat yoktu, cep telefonları hayal bile edilemezdi gibi ifadelerin ardından 40 yıl önce TRT ilk yayınını yaptı şeklinde son nokta. Bunun devamında da esas bahsetmek istediğim konu olan 40.yılda 40 kişiye LCD televizyon promosyonu!!!
Bu promosyona geçmeden önce TRT'nin geçmişini biraz anımsayalım. 1964 yılında Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Kanunu Resmi Gazete'de yayınlandı. Aynı yıl TRT Yönetim Kurulu ilk toplantısını yaptı, başkanını seçti. 1968'e kadarki süreçte radyo yayınları yapıldı ve Ocak 1968'de TRT Ankara Televizyonu ilk deneme yayınını ve akabinde aynı yıl içinde gerçek yayınlarına başladı. İlk canlı programı "Şair Evlenmesi" adlı televizyon oyunu. TRT'nin kendi sitesinden ulaştığım bu bilgiler 1964 yılında kurulan TRT'nin bu kampanyada 40 yıl demesinin nedenini ortaya koyuyor. "40 yıl önce televizyon yayınları başladı." Bu yüzden de kendilerini en iyi ifade edebilecekleri promosyon kampanyası olarak televizyon promosyonu tercih edilmiş. Gelişen bu süreçte en son teknolojiye sahip televizyonlar da tüketiciye hediye edilecek...
İşte benim sorunum burda başlıyor. 40 yılı vurgulamak, bunun için kampanya yapmak ve hatta bu kampanya için Televizyon hediye seçimi doğru tercihler olarak gözüme çarpıyor. Ama biri bana şu 40 televizyonu lütfen açıklasın. Tamam 40 yıl 40 hediyeyle vurgulanıyor belki ama "TRT, 40 yıl ve 40 yelevizyon hediyesi" bana açıkcası komik geliyor. Bir de ardından bizi gün boyu takip edin deniliyor. 4o televizyondan birini kazanabilmek için TRT'yi gün boyunca takip etmem gerek yani!!!
TRT yönetimi kusura bakmasın ama yerel marketler bile değil 40. yılları 1. yılları için bile çok daha çekici, çok daha değerli hediyeler vaad ediyorlar. (Şunu da belirtiyim, reklam kampanyası hakkında daha geniş bilgi almak için interneti didik didik ettim ancak birşey bulamadım. TRT'nin kendi sitesinde dahi bu kampanyayla ilgili hiçbir bilgi yok... Acaba her gün 40 televizyon mu vercek diye düşündüm ama televizyon reklamında böyle bir vurgu yok. Böyle olsa bunu mutlaka belirtirlerdi diye düşünüyorum.) Dediğim gibi sadece yerel hatta yerelin yereli faaliyet gösteren bakkal büyüğü marketler bile faaliyet gösterdiği mahalle, semt veya şehir halkı için arabalar verebiliyor, bunun yanına da 100lerce büyüklü küçüklü hediyeler ekleyebiliyorlar. Peki bu ortamda TRT 40 televizyon vaadiyle reytinglerinin artacağını veya marka değerine olumlu katkı sağlıyacağını gerçekten düşünüyor mu ?
Promosyonların tüketici tercihlerinde önemli etkilerinin olduğu açık ama kampanya seçimlerinde dikkatli olunması gerektiğini düşünüyorum. Belki bu kampanyadan da etkilenenler olmuştur ancak benim ilk izlediğim de verdiğim tepkide, 2. ve 3.sünde de 40 televizyon kazanma şansı için TRT'mi izleyeceğim oldu. Daha da kötümser bakmaya başladım TRT'ye karşı. Bunun yerine Milliyet'in yaptığı "Türkiye sizinle gurur duyuyor" vurgulu reklam kampanyası tarzı bir çalışma bence çok daha etkili olabilirdi. TRT'nin yapısına da uyabilecek bu tarz bir kampanya ile 40 yelevizyon masrafından da kurtulmuş olabilirdi TRT!!! Bu noktada kamusal bir kuruluş ve bu yüzden harcama kalemlerinin belirlenmesinin sıkıntıları gibi durumlarmı 40 televizyon promosyonuna sebep oldu diye düşündüğümde de şunlar aklıma geliyor. Bir, bu kampanya yapılmasa da TRT'ye bir şey kaybettirmezdi, yapıldığında da bir şey kazandırmıcak diye düşünüyorum. İkincisi, daha 20 gün kadar önce yılbaşı gecesi için Tarkan'a ödenen para herkesin ağzındaydı. Demekki istenildiğinde gerekli harcama yapılabiliyor.
Bunları üst üste topladığımda kamu kuruluşlarının pazarlama anlayışının, her alanda olduğu gibi özel kesim anlayışının çok uzağında olduğunu düşünüyorum. TRT gibi güçlü ve kar eden bir kuruluş bile kendi gelişimini kendi elleriyle dizginliyor diye düşünüyorum.
Belki yanılıyorum, belki çok başarılı olacak bir kampanya veya reklamın iyisi kötüsü olmaz anlayışıyla yapılmış bir reklam ve bu amaçla TRT hakkında konuşulması amaçlanmış bir kampanyadır. Keza takipçisi az olan küçük çaplı bir bloga bile konu olabildi bu reklamıyla TRT. Ama ben o 40 televizyondan birini elde edebilme ümidi ve şans oranıyla TRT'yi daha fazla izlemem. Sizleri bilemem...
1 yorum:
yenilikten ve gelişmekten uzak, hala eski kusak yayınlar yapan, siyah beyaz televızyon yayınlarından yeni çıkmış bir trt izlenimine yakısır bir promosyon bence.. bu bilinçle 40.yılda değil 100.yılda hala aynı yerde görcez trt'yi.. blogun çok guzel olmuş ve cok basarılı bi adım bence.. yazılarının ve basarılarının devamını dilerim..
Yorum Gönder