Bu Blogda Ara

21 Mart 2015 Cumartesi

Yazı Tipi: Göründüğünden Çok Fazlası

Geçtiğimiz bir-kaç yıl önce, kendisi de bir yazı tasarımcısı olan Cyrus Highsmith adlı bir New Yorklu, bir günü Helvetica'sız geçirmeye karar verir. Helvetica yazı tipiyle yazılmış bir şey görünce gözlerini kaçıracaktır, onun ile yazılmış herhangi bir şey ile bir araya gelmeyecektir. Cyrus, daha güne başlarken etiketleri Helvetica ile yazılı giysileri yüzünden önce giyinmekte zorlanır. Bu zorluk askeri kıyafetlerle çözülebilecek kadar sıkıdır. Kahvaltıda japon çayıyla meyve yemek zorunda kalırken her gün yediği yoğurttan uzak durmak zorundadır. Tablolarında Helvetica kullanan New York Times'ı okuyamaz. Metroya binemez Cyrus, Helvetica'sız bir otobüs bularak işe onunla gider. İşteki bilgisayarından Helvetica'yı silmiş olsa da internette gezinebilmesi de mümkün olmamış. Yeni Amerikan dolarında ve üstüne üstlük kredi kartlarında da Helvetica kullanılmış olması günün dışarıda geçen kısımlarının ne denli zor geçtiğini anlamak için yeterli. Kumanda üzerindeki Helvetica, günün akşamında da Cyrus'u televizyondan uzak tutarken, gün Electra yazı tipiyle yazılmış The Long Goodbye adlı romanla son bulmuş. 
Dünyanın İlk Fontu: Textura /Gutenberg'den

Gutenberg'in 1447 yılında yazı baskısını buluşu ardından "kişiye özel" niteliğini standartlara bırakmaya başlayan yazı, bugün el yazısından vazgeçilmesi noktasına uzanan kalıpların içerisinde. Ancak, kitaplarda, tabelalarda, filmlerde, internette, kısaca her yerde olan yazı, Gutenberg ve devamında erişilebilirliği ile bir standart içerisinde duruyor. Çeşitlilik olarak, 26-29 harf ekseninde oluşan yazılar binlerce farklı çeşidi ile insanlığa hizmet ediyor. 

İlişki içerisinde olunacak bir insan için "içi güzel olsun, tipi çok da önemli değil" inancı samimi olduğu noktada yazı tipi için de geçerli olsa da, yazının tipi (aslında aynen insanda da olduğu gibi!)  çok şey ifade ediyor. Çok şey ifade ettiği noktada tipograflar uzun yıllardır uğraş verirken, bunu yalnızca bir estetik duygusuyla değil, hayat standartlarının iyileşmesinden, iletişimin etkinliğine bir çok kaygı ile yapıyorlar. Vardıkları sonuçlar ve başarıları, diğer insanların, şirketlerin, markaların, devletin, sivil toplum kuruluşlarının ve daha onlarcasının da yazı tipinin gücünü keşfetmelerini sağlıyor ve tipografiyi onların da ilgi alanları içerisine sokuyor. Örneğin bugün disleksi hastası çocuklarla ilgilenenlerin Trebuchet ve Comic Sans yazı tiplerini tercih etmesi bir tesadüf değil. Bu yazı tiplerinin, disleksi hastası çocuklar için rahat ve tehditkar olmayan berraklığı ile diğer sert ve daha geleneksel fontlardan çok daha iyi geldiği anlaşılmış. 

Benzeri faydalar sağlayabilmek adına yazı tipleri üzerinden testler gerçekleştiriyor insanlar. 1940 yılında yazı tipi okunaklılığı için yapılan göz kırpma testi de bunlardan biri. Laboratuvar koşullarında "hastaya"(okura) aynı metnin değişik yazı tipleriyle sunulduğu koşullarda istemsiz göz kırpmaların bir el sayacı ile sayılması ile yapılan ölçüm, insanlara direkt olarak hangi yazı tipini daha okunaklı bulduklarını sormaktan çok daha doğru sonuçlar vermiş. Bu testlerde (hemen) her zaman en iyi sonucu veren yazı tipleri Bembo, Bodoni ve Garamond olmuş. Bir yere not etmekte fayda var! 

İnsanların hayatını kolaylaştırmak adına böylesine çalışmalar tek kelimeyle harika hissettiriyor. 

1 Mart 2015 Pazar

Ve Reklamcı Kadını Keşfetti!

Satış imkanını sağlamak için kazancının büyük kısmını reklama ayırmak lüzumunu hisseden tüccar, az biraz sonrasında reklamda cinsi cazibenin gücünü keşfetti. 

Yukarıdaki 1953 tarihli haberi, cinsi cazibe yerine sex sells yazıp, bir kaç küçük dokunuşla bugün yayınlamak da mümkün. Reklamda cinsel öğe kullanımı üzerine sayısız çalışma bulabileceğiniz gibi, canlı örneklerine de günlük sıklıkta maruz kalıyoruz. Her ne kadar halen kadın odaklı cinsellik kullanımı önde olsa da Biscolata Erkekleri, Kenan'lar, Kıvançlar işi bir dengeye doğru götürüyor. 

Tüketicinin satın alma motivasyonunu ateşleyici gücünden istifade etme noktası sevapları günahları olan ve sürekli tartışılan konu. Ancak tartışmaya kapalı bir türü var ki, yukarıda bahsettiğim denge noktasında da halen kadın aleyhine büyük bir "üstünlüğe" sahip! Bir cinsiyeti diğerinden üstün olarak konumlayan tür. 2000'li yılların başındaki "karım her şeyin azıyla yetinir, onun için ona az elektrik kullanan bosch makine aldım" reklamındaki tür bu. Kadına en çok ev hanımı rolünü yakıştıran, erkeği mutlu etmekle mutlu olabilecek insan olarak konumlandıran zihniyet... Çalışkan, becerikli, elinden iyi iş gelen anlamındaki bir sıfata; hamarata cinsel bir anlam katan zihniyetin ürünleri...